Kripto para sahipleri anonim olarak kalabilecekleri gibi, takma isimler de kullanabiliyor. Bu da kripto para sahiplerinin, kripto parayı kimliklerini açığa çıkarmayacak şekilde alıp satabileceği, bazı hizmetleri kripto parayla tanınmadan alabileceği anlamına geliyor. Ancak her işlem, blockchain üzerinde kayıt altına alınıyor. Bu nedenle teknik uzmanlığa sahip olan kişiler hangi dijital cüzdanlardan fon çıkışı olduğunu görebiliyor. Bunu için de resmi bir soruşturma açılması ya da inceleme başlatılması gerekiyor. Aksi takdirde paranın izini sürmenin zor olduğu bilinmektedir.
Teknolojik takip ve sosyal medya üzerinden yazışmaların takibi ileri düzeyde olduğu için bu alanlarda rüşvet alıp vermek, kara paralardan bağış yapmak zorlaşınca kripto paralarla bu işin yapması öne çıkıyor. Takibi zor olan kripto hesapların para giriş çıkışı takip edilemediği için bu işlemleri yapanlar için herhangi bir risk durumu oluşmuyor. Özellikle uyuşturucu ve silah tüccarlarının kullandığı bu yöntemin son dönemlerde rüşvet ödemelerinde, vakıflarının finanse edilmesinde de tercih edilen bir yöntem olduğunu söylenmektedir.
Mali suçlarda da çoğu zaman dijital varlıklar rol almaktadır. Örneğin Kötü amaçlı yazılımlarla hacker’lar genellikle bir kurumun bilgisayar sistemlerini ele geçiriyor ve sistemi geri vermek için fidye istiyor. Hacker’lar fidyeleri kripto para olarak olarak alıyor. Bunun sonucunda yargı makamları, bu fonlara erişim sağlayamıyor. 2020 yılında hacker çetelerine yaklaşık 350 milyon dolar değerinde kripto para ödendi. Diğer suç alanları arasında terör finansmanı, yaptırım ihlali ve çalıntı para hareketleri de yer alıyor.
Kara paralar, genellikle internet ile bağlantısı olmayan ve taşınabilir kripto para soğuk cüzdanları üzerinden sisteme dahil edildiği için, bu varlıkları istenilen yere taşımak hem kolaylaşıyor hem de takip edilemez oluyor. Soğuk cüzdan yöntemi; ödeme yapmak isteyen kişinin parayı fiziki olarak taşıma veya bankacılık sistemi üzerinden transfer etme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor.
Bu gibi durumları yaşamamak için kurumlar mevzuat uyum yükümlülüklerine bağlı kalmak zorundadır. Yükümlülüklere bağlı kalındığı takdirde kurum ve kuruluşlar müşterilerini tanır, oluşturdukları risk senoryoları ve risk dereceleriyle şüpheli işlemleri kontrol altına almış olur bunun sonucunda ilgili kurumların (MASAK, OFAC vb. gibi) denetimlerinde güven için bulunmuş olur. Uyumsuzluğun sonucunda ise kurum ve kuruluşlarınız denetimlerde risk altında olur eğer kurumlar bu işlemleri göz ardı ederse sonunca kendilerini bir kara para aklama suçunun ortasında bulmuş olabilir. Böyle bir olayın yaşaması kurumun hem büyük cezai yaptırımlara maruz kalmasını hem de kuruma olan güvenin azalmasını yani itibar kaybının yaşamasına neden olur. Yükümlülüklere uyması gereken kurumlar için Suç gelirlerinin aklanmasını (Kara para aklamayı) önleme ürünleri büyük fayda sağlamaktadır.
ÜRÜN VE HİZMETLERİMİZLE İLGİLİ BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ.
.
Servislerimiz, entegrasyon süreçleri, demo talebi veya size özel çözümlerimiz konusunda bizimle iletişime geçebilirsiniz.